Okuyucularla Hasbihal
Millî Düşünce gazetemiz bu sayıda da geçen sayımızda işlemeye çalıştığımız çok önemli bir konuyu “modernleşme” meselesini irdelemeye devam ediyor.
Emperyalizm, dünya hakimiyeti için Avrupa, Amerika, Afrika ve Asya’yı kasıp kavururken çeşitli metotlar kullanmıştır. Talan ettikleri en önemli zenginlikler ile palazlanan, her türlü eşkıyalık ve haydutlukta sınır tanımayan, hak, adalet ve insanlık düşmanı şer güçler bizim
üzerimize de çok özel silahlar ve metotlar kullanarak gelmişlerdir. İnsanlığın vicdanı Osmanlı Cihan İmparatorluğumuz maalesef hainane ve alçakça her türlü saldırıya maruz bırakılarak yıkılmıştır. Osmanlı, 3 kıta ve 7 iklimde bıraktığı insani ve ahlaki izlerin kırıntıları bile aranan özlenen hatıralar olarak halâ yaşamaktadır.
Osmanlı yıkılmış ve adeta tüm insanlığın umutları tükenmiştir. Hiçbir imparatorluk yoktur ki, Osmanlı gibi hainane parçalanmış, katledilmiş ve yıkılmış olsun. Bu yıkılış döneminin başladığı modernleşme süreci Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte halen de devam ediyor. Ancak gelinen bu son dönemde bile ekonomik, sosyal ve siyasal düzenimiz, emperyal iç ve dış güç odaklarının iş birliği ile kurulan düzenin tasallutu altında çalkalanıp durmaktadır.
Son 2 yıldır devam eden “pandemi” ile kıtalar arası sürmekte ve yükselmekte olan ekonomik ve sosyal kriz ülkemizi de çok ciddi olarak etkilemiştir.100 yıl süren Osmanlı’nın parçalanma ve yıkılma döneminin devamı olan ve bir asrı da geride bıraktığımız Cumhuriyet dönemi boyunca da henüz arzu edilen bizi biz yapacak güçlü ve müreffeh yeterli bir seviyeye ulaşamadık.
Nerede hatamız var, nerede eksiğimiz gediğimiz oluşmakta, insan ve kaynaklarımızı değerlendirmede izlememiz gereken usul ve esaslar nelerdir vs. gibi soruların cevabını hala deneme yanılma gibi yollarla çözmeye gayret ediyoruz…Bütün sorunları çözecek olan insan unsurumuz; nasıl oluşuyor, nasıl yetişiyor, nerede ve ne zamanda ne yapması gerekiyor, ona iş ve hamle yapabilme becerisin kazandıracak olan cevher-i aslî nedir?.. İşte bu geçen 200 yılın muhasebesini yapmak ve millî kodlarımıza dönerek ayağa kalkmak istiyorsak “Millî Düşünce”yi esas alan sağlıklı bir zihin dünyasına ihtiyacımızın olduğuna inanıyoruz…
Her şeye rağmen yiğit düştüğü yerden ayağa kalkacaktır. Aziz milletimiz, büyük bir millettir, Dünya milletler camiası içinde dualı ve hayırlı bir millettir. Bunca zamandır üzerinde dolaşan kara bulutları dağıtarak silkinip uyanacaktır. Yeniden dirilecek ve yeniden insanlığın vicdanı olmaya devam edecektir. Bu aziz millet bu aziz vatanda hiç şek ve şüphe olmaksızın yeniden payidar olacaktır. Yeniden İslam ümmetinin parlayan kutup yıldızı ve mazlum milletlerin umudu olacaktır.
Balkanlarda, Kafkaslar ’da, Akdeniz’de, Afrika’da, Asya’da ve Ortadoğu’da kanayan yaralara merhem olacak çok muhteşem adımlar atılmakta ve aziz milletimizin öz verili gayret ve fedakarlığı ile verilen mücadeleler sonrasında beliren emareler görülmeye başlamış bulunmaktadır.
Ülkemizdeki son ekonomik çalkantılar ve estirilen fırtınalara karşı daha çok sabırla birlik ve beraberlik şuuru ile karşı durmak zorundayız. Beklenen kutlu doğumun son sancıları için şimdi dişimizi sıkmanın vakti, sabır ve gayretle daha çok çalışarak uyanışın vakti ve doğuş yakındır, diriliş yakındır.
“Millî Düşünce” gazetemiz yayın aralığı itibari ile bir dergi havasında olmakla birlikte farklı bakış açıları ile ülke meselelerine bakan ve çözüm üreten yazı kadromuzla da aynı zamanda bir gazete gibi yayınlanmaktadır. Alanında saygın yerleri olan değerli akademisyen hocalarımız, siyaset yapmış yazarlarımız ve düşünürlerimiz faklı görüş ve düşüncelerle bizi aydınlatan değerli yazılarını sunmaktadırlar. Elbette biz yayın kurulu olarak her bir yazarımızın görüş ve
düşüncelerine saygılıyız. Ancak bu ilkemiz ve bakışımız onların her fikrine katıldığımız anlamına gelmez. Aksülamel röportaj tarzı ile sorduğumuz sorulara büyük bir özveri ile ciddiyetle cevap veren hocalarımıza ve yazarlarımıza ayrı ayrı huzurlarınızda teşekkürü borç bildiğimizi özellikle ifade etmek isteriz.
“Müsedeme-i efkârdan barika-i hakikat doğar” öz deyişimiz bize ışık tutmaktadır. Okuyucumuz önce sorulara odaklanıp yayın konumuzu anlamakta ve daha sonra yazarlarımızın özgün cevapları ile kafasında oluşan soruların cevaplarını ayrı ayrı fikir ve düşüncelerden süzülen damlalarla okuyup kendi fikirleriyle karşılaştırarak anlamaktadır. Umarım bu çabalarımız hayra ve hakikate hizmet edecek ve Hak’kın rızasına uygun bir yolda ilerlemeye devam edecektir…
Gelecek sayımızda siz değerli okurlarımıza güzel bir sürpriz hazırlamayı düşünüyoruz. İzninizle bunun açıklamasını orada yapalım ve gelecek sayıya sağlık esenlik ve mutluluk dolu yeni bir yıl ile hep birlikte başlamış olalım.
Selam ve saygı ile,
Mustafa Şatıroğlu
Genel Yayın Yönetmeni
“Size Modern Olmayı Emrediyorum…” – Yaşar Gören
Stockholm Sendromu ve Modern Türkiye – Süreyya İyilik
İnanç Ve Işıktan Mahrum Olanlar – Prof. Dr. Mirzahan Hızal
Modernleşme – Nusret Çiçek
Comments are closed here.