Fatih ve Fetih
Aziz Peygamberimiz (sav) tarafından fethedileceği müjdelenen İstanbul’un fethinin 569’cu yıl dönümünü bu sene de idrak ettik. Bu kutlu müjdenin muhatabı büyük Sultan Muhammet Fatih ve kutlu askerlerine selâm olsun. Fetih boyunca bu kutsal müjdeye mazhar olmak için temiz kanlarını akıtan tüm şahitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz… Bu yıl Yeşilköy’deki Atatürk hava alanında millet bahçesine dönüştürülmesine karar verilen alanda yapılan fetih kutlamalarına katıldık ve o büyük coşkuya iştirak ettik. Cumhur İttifakı’nın liderleriyle Sn. Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Sn. Dr. Devlet Bahçeli ve BBP Gn. Başkanı Sn. Mustafa Destici ile muhteşem bir kutlama heyecanını yüzbinlerce İstanbullu ile hep birlikte yaşadık…
“Fetih ruhu ebedîdir”… Hiç öyle olmasaydı Aziz Peygamberimiz bunu müjdeler miydi? En büyük fetih O’nun fethi; Feth-i Mübin olan Mekke’nin fethiydi. Sonrasında yine O’nun müjdelediği fetih İstanbul’un fethi… Ne mutlu bize ki, bu müjdeye muhatap olan bir Hakan’ımız var ve bizlerde O’nun askerlerinin yolundayız…İstanbul’un Fethi insanlığa yeni bir çağ açan, yeni bir çığır ve soluk kazandıran en muhteşem bir çağ ve büyük Fatih bu çağın kapısını açan bir dahi, bir alim, bir komutan ve büyük bir devlet adamıdır. Türk Cihan Hakimiyetinin parlayan yıldızıdır O ve o dönemde fetihle birlikte İmparatorluğumuz zamanın yıkılan en büyük imparatorluğu Roma’nın Bizans’ın yerini almıştır. İlmin, azmin, cesaretin ve imanın eseri olan bu büyük Fethin izleri hiçbir zaman silinmez ve ebediyen devam edecektir… Şair ne güzel de tarif ediyor ve günümüzün hatta geleceğimizin gençliğine hitapla ” Delikanlım Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın”…” Kızım sen de Fatihler doğuracak yaştasın” diyerek fatih ve fetih ruhunun “ilelebet” canlı ve diri tutulması gereğine işaret etmektedir.
Mayıs ayı ve onu takip eden Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları Türk cihan hakimiyetinin en büyük zaferlerinin kazanıldığı tarihlerin yer aldığı mübarek aylardır. Büyük cihangir padişahımız Yavuz Sultan Selim Han tüm Ortadoğu’yu Arap Afrika ve Akdeniz’i bu aylar içinde Cihan İmparatorluğumuzun sınırlarına katmıştır. Tarih boyunca iç ve dış düşman mihraklarının yıkıcı ve ifsat edici hainane planları sonucu hakimiyetimizden geçici olarak ayrılan bu topraklar tekrar asıl sahiplerine adım adım yaklaşmaktadırlar… Tekrar Türk-İslâm cihan hakimiyetinin kadim yurtları Akdeniz başta olmak üzere, Karadeniz ve dünyanın özellikle yakın sorunlu coğrafyalarında barışın, huzurun ve adaletin tesis edilmesi, insanlığın vicdanına hasret kalan mazlumların umudu yeşermekte ve kahraman Mehmetçiğin gür sesi yükselmeye başlamaktadır. Bu başarıdaki yegâne ruh ve hikmet fetih ruhudur, iman ve ahlâk davasının öne çıkmasıdır.
Son yüz yıl içerisinde aziz milletimiz üzerinde yapılan akıl almaz yıkıcı, bozguncu ve hainane her türlü operasyonlar
artık bıçağın kemiğe dayandığı gibi sınıra dayanmış ve aziz milletimizin bünyesinde gerekli son direnç noktasından
geriye dönerek karşı kararlı ve azimli bir duruşla fetih ve taarruz bilinciyle ayağa kalkmıştır. Fatih ve fetih ruhumuzun ilham kaynağı olan o yüce değerlerimizden ilham alarak 15 Temmuz 2016 da silkinerek ayağa kalktık, kendimize geldik, dur dedik ve bundan sonra bizim sözümüz, bizim irademiz konuşur diye haykırdık… Sosyal ve siyasi sistemimizi, Türk-İslâm dünyasına yeni bir umut ve bir can suyu olarak bize göre bizim tarafımızdan kendimize özgü olan şeklini, CumhurBaşkanlığı Yönetim Sistemi olarak belirledik.
Bütün devlet ve yönetim kurumlarımız da bu anlayışa göre yeniden şekillenmekte, bize göre yakın tarihimize mührümüzü vuracağımız maddi ve manevi kalkınmamızda en muhteşem hamleler birbiri ardına ikmal edilmektedir. Güzel ülkemizin hemen hemen tüm altyapı, ulaşım sorunları büyük çapta çözülmüş ve şimdi sıra her ferdin elini taşın altına koyması, top yekûn bize yakışır atılımların ve sıçramanın başarılmasına gelmiştir. Ben bütün eksiğimizin ve bu hamlenin hedefe ulaşmasındaki yegâne ihtiyacımızın fetih ruhunun tam olarak tazelenmesi ve yeniden dirilişin sağlanmasında görmekteyim. Onun için Fetih ruhunun her daim taze ve dipdiri olması bizim milletimizin üzerine düşen farz-ı ayın mesabesinde bir mükellefiyettir. Bizden ancak ve ancak bu mükellefiyetin idrakinde olacak nesillerden yeni yeni Fatih’ler çıkabilir ve daha nice Fetihler gerçekleştirebiliriz. Biz millet olarak bu hedefe kilitlenmek zorunda olan
ve bu amaca mahkûm olan bir milletiz. Bizi ayakta tutan, bizi biz yapan tarihte, coğrafyamızda bizleri canlı tutan ve ayakta durmamızı sağlayacak tek ve vazgeçilmez hedefimiz; kesinlikle ve katiyetle bundan ibarettir…
Değerli dostlar!
14 Mayıs günü, baş yazar ve sorumlu yazı işleri müdürümüz Sn. Suat Gün Bey’in muhterem validesini ebediyete uğurladık. “Millî Düşünce Gazetemiz” yazı ailesi ve muhterem okurlarımız adına Cenabı Allah’tan gani gani rahmetler niyaz ediyoruz. Yine geçen ay sonuna doğru yaptığımız mübarek Ramazan ayı iftar programlarımız çok verimli ve anlamlı bir katılımla vuku buldu. İnşallah daha nice Ramazan-ı Şeriflere hep birlikte sağlıcakla ulaşmayı ve güzel iftar programlarını hep birlikte düzenlemeyi Cenabı Allah’tan nasip etmesini diliyoruz…
Gelecek sayıda buluşuncaya dek kalın sağlıcakla,
Mustafa Şatıroğlu
Milli Düşünce Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni
Ne Mutlu “Batılı Değilim” Diyene! – Münir Akif Derman
İstanbul’un Rönesans’ı ;Fetih – Süreyya İyilik
Comments are closed here.